Enerjide Türkiye Yüzyılı Hedefleri’ programında konuşan Bakan Fatih Dönmez, “Enerjide bağımsızlık petrol ve doğal gaz arama ve keşiflerindeki başarımıza bağlı” dedi.
Mimar ve Mühendisler Grubu ‘Enerjide Türkiye Yüzyılı Hedefleri’ programı düzenledi.
Beşiktaş’ta bir otelde saat 09.30’da başlayan programa Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de katıldı.
Burada konuşan Bakan Dönmez, programı takip eden mimar ve mühendislere Türkiye’de enerji ve maden alanındaki son dönem gelişmeleri, hedefleri ve geçmiş dönemde gerçekleştirilen projeleri anlattı.
“Nadir toprak elementleri dünyanın ikinci en büyük keşfi oldu”
Türkiye’nin gerçekleştirdiği keşiflere vurgu yapan Bakan Dönmez şunları söyledi:
“Önemli keşiflerimizden biri de nadir toprak elementleri. Adı üstünde nadiren bulunuyor. Dünyada her yerde yok. Yaklaşık periyodik cetvelde 17 adet nadir element var. Bunun 7-8 tanesini Beylikova’da bulduk. Dünyanın ikinci en büyük keşfi oldu. Şimdi önümüzdeki dönemde nasıl enerji savaşları geçmişte yaşandıysa artık nadir toprak elementleri alanında da adı konulmamış bir mücadeleyi, savaşı göreceğiz. F-35’te 45 kilogram nadir element var. Olmazsa olmuyor. Uçamıyor ve bu tür elementlerde de dünya, belli başlı kaynak ülkelere bağımlı durumda. Hamdolsun, inşallah biz de çok kısa bir süre içerisinde bunun tesisinin temelini atacağız. Tesis şu anda çalışıyor. Bu elementleri başta kendi ulusal ihtiyaçlarımız için sonrasında da ihraç imkanları olursa, satacak şekilde düzenliyoruz. Artık cevher satışını mümkün mertebe yapmamaya, sınırlandırmaya çalışıyoruz. Cevher yerine mücevher satalım istiyoruz. Yani katma değerli ürünleri daha fazla üretmek istiyoruz. Nitekim bu yoğun çalışmalar neticesinde de geçtiğimiz 2022’de 6.5 milyar dolarlık maden ihracatıyla cumhuriyet tarihimizin rekorunu kırdık.”
“Enerji bağımsızlığı petrol ve doğalgaz keşiflerine bağlı”
Enerjide bağımsızlık konusuna vurgu yapan Dönmez şu ifadeleri kullandı:
“Enerjide bağımsızlığın zincirini halkasını kıracak alan, bizim özellikle petrol ve doğal gaz arama ve keşiflerinde ki başarımıza bağlı. Karalarda ve denizlerde yoğun bir arama sondaj faaliyetine geçtik. Bir tane bile sondaj gemimiz yoktu. Sismik gemimiz 1 adetti. Bugün 4 adet sondaj gemimiz var ki dünyanın en yeni teknolojileriyle donatılmış gemilerdir. İki adet de son derece modern sismik araştırma gemimiz var. Şimdi, sismik gemilerde belki 40-50 kişi çalışıyor olabilir ama o sismik dataların milyonlarca datanın yorumlanması çok ayrı bir iş. Biz bunları yapar hale geldik hamd olsun. İlk gemiyi sefere gönderdiğimizde 2018’de Fatih gemisinde tek tük yerli insanımız vardı. Bugün o gemilerimizde 800’e yakın insan çalışıyor. Neredeyse yüzde 70’i artık kendi insanımız. Özellikle Doğu Akdeniz’deki çalışmalarda sadece kişilere şahıslara ambargolar değil, kuruma Türkiye Petrolleri’ne de bir takım yaptırımlar ve blokajlar uygulandı. Türkiye Petrolleri bazı servisleri tedarik edemez hale geldi. Öyle olunca da kendi insan kaynağını oluşturma mecburiyeti oldu. Hani derler ya, ‘Kötü komşu insanı ev sahibi yapar.’, biz bir yerde bu tecrübe ve bilgileri, bizi zorlayan şartların oluşturduğunu söyleyebiliriz. Nitekim savunma sanayinde de benzer bir hikaye yaşandı. İHA istedik vermediler, verdiler, destek vermediler. SİHA’lar için aynı şey geçerli oldu. Şimdi aynı süreç F35’te yaşanıyor. Ama ne oldu? Türkiye o küçük drone’lar sayesinde bugün, en gelişmiş teknolojilerle donatılmış insansız hava araçlarını geliştirme, onları yapma ve ihraç etme kabiliyet ve kapasitesini kazandı.”
Konuşmasının ardından Bakan Dönmez’e, sahnede hediye takdimi gerçekleştirildi.
